İnsanlık olarak bu boşvermişlik çok fazla nereye kadar gidecek, herseyin bir kararı var. Yoktan yere umutsuzluk , takılıp kalmak , üzülmek ve beklemek. Anlık mutluluk için sağlık gidiyor, hadi kendin için bir şey yap diyen arkadaşına uyduğun gecenin sabahı anlık haz ve geçmek bilmeyen baş ağrısı ömründen giden, bir gün ve ertesi günler. Hayatın sana sunduğu ne varsa acı tatlı tadını çıkar. Bugün sev, aşık olmaktan korkma. Bugün diyete başla,senin için güzel olan ne varsa. Bugün ara küstüğün o arkadaşını, beklemeye hacet yok. Bugün keyifle yudum yudum iç dumanı üzerinde köpüklü özenerek yaptığın miş kokulu kahveni, bırak beklesin işler. Sen değerlisin ya. Sıktığın, stres yaptığında ağrı yapan dişin varya hani hiçte boşa sana uyarı vermiyor. Dinle kendini, bedenini.
Kısacası ” mutluluk varılacak, koştururken yaşanacak bir hedef değil, ömründen giden her günün ta kendisidir.” Sen mutlu olmak için aynaya bakman yeterli neden mi? Çünkü; güzelsin, sağlıklı sin ve nefes alıyorsun. Güzellik sen güzel baktığın sürece kalıcı, acı bakış açını değiştirdiğin sürece geçici.
“Mutlu bir hayat için çok az şey gereklidir; hepsi içimizde, düşünme şeklimizde gizlidir.”
Marcus Aurelius sözünü ekleyeyim.
Bugün mutluluğun ilk günü, uyandığın her gün hafta sonu tatili gibi, mutlu olacak sepebler bul. Öteleme hayatını hele ki plan yapma! Sen plan yaparken hayat akıp gidiyor, giden hayatı da ” git hadi yakala” yakalayamazsın ! Uğraşma. Giden günlerde , sağlıkta maalesef geri gelmiyor. Yaş kémale erince kendini ” Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler” derken bulabilirsin!
Yeni bir gün, yeni bir hayat ve yeni bir şans hergün sana sunulan koskoca mutluluk. Kendine iyi bak derken ciddi anlamda söylenir, gerçekten kendine iyi bak. Bugün radyoda sevdiğin şarkının çıkmasını bekleme, şarkı sensin!
Günün güzel geçsin, hergüne uyanan mucize sensin!
News
